NATO’dan İHA Tehdidine Yeni Strateji

Modern savaş teknolojisinin ayrılmaz parçası haline gelmeye başlayan insansız hava araçlarına (İHA) karşı mücadele NATO’nun gündeminin ilk sıralarına tırmanmaya başladı.

Şu ana kadar İHA’lara milyon dolarlık silah sistemleriyle karşılık veren NATO bu alandaki becerilerini artırma kararı aldı.

İttifak, İHA tehdidine orantılı ve etkili cevap vermeyi sağlayacak bir inisiyatifi devreye sokuyor.

Konu, 15 Ekim’de Brüksel’de bir araya gelen NATO savunma bakanları tarafından detaylı şekilde masaya yatırıldı.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, toplantı sonrasında yaptığı açıklamada, İHA’lar gibi yeni sınamalarla mücadele etmek için yeni yöntemlerin görüşüldüğünü belirtti.

Rutte “NATO, İHA’larla mücadele etmek için hem mevcut kapasitesini geliştirecek hem de yeni kabiliyetler üzerinde çalışacak” dedi.

NATO, İHA’lara karşı savunma konusundaki yeni adımlarını Eylül’de oluşturulan Doğu Muhafızı misyonu kapsamında atacak.

Doğu Muhafızı, geçtiğimiz haftalarda şüpheli insansız hava araçlarının Almanya, Belçika, Danimarka ve Norveç, Rusya’ya ait İHA’ların Romanya ve Polonya, Rus savaş uçaklarının ise Estonya hava sahasını ihlal etmesi üzerine oluşturulmuştu.

NATO, bu misyon kapsamında bazı hava savunma sistemlerini ve savaş uçaklarını ittifakın doğu cephesindeki ülkelere kaydırdı.

Yeni inisiyatif nasıl işleyecek?

NATO’nun toplu şekilde kullanılabilen ve düşük maliyetli İHA’larla mücadele kapsamında devreye sokmaya hazırlandığı İnsansız Hava Sistemlerine Karşı Katmanlı Girişim’in (LCI-X) spesifik hedefleri olacak.

NATO’nun öncelikli hedefi mevcut üst düzey sistemleri değiştirmek değil mümkün olan en az maliyetle düşük katman boşluğunu uygun şekilde doldurmak.

NATO, İran’ın Şahit modellerine dayanan, maliyeti oldukça düşük Rus Gerbera insansız hava araçlarına karşı değerleri milyarlarca doları bulan savaş uçakları ve hava savunma sistemlerini devreye soktu.

Polonya hava sahasına giren Rus İHA’sı, Hollanda’ya ait bir F-35 savaş uçağından fırlatılan füzeyle düşürülmüştü.

NATO bu tabloyu değiştirmek, tehditle orantılı önlemlerin hayata geçirilmesini sağlamak istiyor.

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun Savunmadan Sorumlu Üyesi Andrius Kubilius da 14 Ekim’de Brüksel’deki bir konferansta bu konuya değinerek, “10 bin euroluk bir insansız hava aracını 1 milyon euroluk bir füzeyle vurmak sürdürülebilir değil” ifadelerini kullandı.

Radarlar, elektro-optik sistemler ve radyo frekans sensörleriyle algılama yapacak olan LCI-X, elektronik karıştırma ve önleyici İHA’larla etkisizleştirme yapacak.

İttifak yetkilileri, komuta kontrol sistemlerine entegre edilecek LCI-X’i, hızlı ve kolektif inovasyonun NATO’nun geleneksel güçlerini pekiştirebileceğini ve caydırıcılığı gerçek zamanlı olarak sürdürebileceğini gösteren bir girişim olarak değerlendiriyorlar.

Gerek Doğu Muhafızı gerekse LCI-X ile verilen mesaj ise “NATO cevap vermeye hazırdır, dirençlidir, hızlı öğrenir ve hızlı adapte olur” şeklinde özetleniyor.

İHA teknolojisinin hızla gelişmesi ve çatışma halindeki tarafların birbirlerinin yaptığı değişikliklere uyum sağlamak zorunda olmaları, oluşturulması planlanan savunma sistemlerinin de sıkça güncellenmesini zorunlu kılacak.

Personel eğitiminin sıkı tutulmasının olmazsa olmaz olduğu da gerek NATO gerekse AB yetkilileri tarafından yoğun şekilde dile getiriliyor.

Aynı konuda iki farklı proje mi?

İHA’larla mücadele sadece NATO’nun değil AB’nin de gündeminde.

AB Komisyonu hava sahası ihlalleri sonrasında “İHA duvarı” oluşturulmasını önermişti.

AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas 15 Ekim akşamı Brüksel’de Birlik ülkelerinin savunma bakanlarını bir araya getiren toplantı öncesinde yaptığı açıklamada, “İHA’lar savaşı yeniden tanımlıyor. İHA savunma sistemlerine sahip olmak artık opsiyonel değil. Hedefimiz, 2027 yılı sonuna kadar işlevsel anti-İHA savunma sistemlerine sahip olmak” dedi.

Hem AB’nin hem NATO’nun aynı konuda adım atmaya karar vermesi akıllara iki projenin çakışıp çakışmayacağı sorusunu getiriyor.

Bu soruya çok sık cevap vermek zorunda kalmaktan yakınan Rutte, İHA’lara karşı önlem konusunda NATO ve AB’nin farklı güçlere sahip olduğu görüşünde.

Genel sekretere göre NATO’nun gücü kabiliyetlerinde ve askeri kararlarında.

AB’ninki ise yumuşak gücüyle savunma sanayilerini bir araya getirmek ve finansal kaynak sağlamak.

Rutte “AB’nin yaptıklarından memnunum. Onlar da bizim yaptıklarımızdan memnun. Birlikte çalışıyoruz. Burada yakın temas halindeyiz ve hiçbir mükerrerlik yok” dedi.

Kallas da Rutte’yle aynı çizgide:

“NATO’nun yaptığı işi tekrarlamıyoruz. Aslında birbirimizi tamamlıyoruz.”

Sadece doğu kanadı mı korunacak?

NATO’nun İHA’lara karşı savunma inisiyatifini Doğu Muhafızı misyonu kapsamında başlatması korumanın sadece doğu kanatta yer alan ülkeler için olabileceği tartışmalarını gündeme getirdi.

NATO, şu aşamada kapsam konusunda detay vermemeye özen gösteriyor.

Rutte, konuya ilişkin tartışmaların sürdürğünü belirterek şunları söyledi:

“Sınırın ötesinden gelen bir insansız hava aracı ile kendi hava sahasında ortaya çıkan bir insansız hava aracı arasında neyin farklı, neyin aynı olduğu gibi konularda uzun tartışmalar yapabilirsiniz.

“Ve elbette, bu tartışmaları yapıyoruz.

” Ukrayna’dan dersler alıyoruz, dürüst olmak gerekirse, bildiklerimizi ve karar vereceklerimizi size tam olarak anlatmayacağız ancak sizi temin ederim ki, elbette tüm bunlar tartışmanın bir parçası.”

AB kanadında, sağlanacak korumanın Avrupa geneline yayılması görüşü ön plana çıkmış durumda.

Kallas’ın konuya ilişkin ifadeleri şöyle:

“İHA duvarı hakkında ilk kez konuştuğumuzda konu doğu kanadıydı ancak daha sonra diğer üye devletler İHA’ların örneğin gemilerden de gelebileceğini söylediler.

“Dolayısıyla bu, güneydeki üye devletler için de bir risk oluşturuyor.

“Bu nedenle İHA savunması söz konusu olduğunda artık tüm Avrupa’dan bahsediyoruz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir